Minimal invaziv mitral kapak cerrahisi

meme altı izi
 
Minimal invaziv mitral kapak cerrahisi

Akciğerlerden gelen temiz kan mitral kapak üzerinden kalbin sol karıncığına geçer. Bu nedenle sağlıklı bir yaşam için bu kapağın sorunsuz çalışması çok büyük önem arz eder. Özellikle son yıllarda dünyada meydana gelen ölümlerin maalesef yaklaşık olarak %1’i kalp kapağı kaynaklıdır. Günümüzde mitral kapak rahatsızlıklarında iki farklı temel tedavi yöntemi bulunmaktadır. Bu yöntemler kapağın üzerindeki deformasyona göre değişiklik gösterir. Çok fazla deformasyonun olmadığı durumlarda kapak tamir edilirken deformasyonun geri döndürülemeyeceği durumlarda ise kapağın değiştirilmesi gerekir.

 

Minimal invaziv yöntemi nasıl yapılır?

Minimal invaziv yöntemde hastanın vücuduna minimum seviyede müdahale edilerek kapak tamiri ya da değişimi gerçekleştirilir. Bu yöntemde aynı zamanda göğüs kemiği herhangi bir şekilde kesilmediği için de iyileşme süreci önemli ölçüde kısa ve konforludur. Minimal invaziv yöntemde hastanın göğsünün sağ alt tarafından yapılan yaklaşık 7 cm’lik bir kesi ile kalbe ulaşılır. Ayrıca sağ kasıktan gerçekleştirilen bir kesi ile de atardamar ve toplardamar üzerinden hasta kalp akciğer makinesine bağlanır. Tüm bu işlemler sırasında vücudun içerisine yerleştirilen bir kamera ile de ameliyat bölgesi detaylı bir şekilde incelenir. Kamera ile büyütülen görüntüler sayesinde cerrahlar oldukça ince ve hassas müdahaleler yapabilirler.

 

Kullanılan kapak çeşitleri nelerdir?

Minimal invaziv mitral kapak değişimlerinde iki farklı kapak türü kullanılır. Bunlar genellikle karbondan elde edilen metal kapaklar ve canlı hayvanlardan elde edilen (genellikle domuz, sığır ve at) biyolojik kapaklardır. Operasyonda kullanılacak kapak türü hastanın genellikle yaşına göre değişiklik gösterir. Bu noktada özellikle hastanın yaşı ve ritim probleminin olup olmaması belirleyici faktörlerin başında gelir. Metal kapaklar herhangi bir şekilde deforme olmadan ömür boyu kullanılabilirler. Ancak metal kapak takılmış olan hastaların hayatlarının sonuna kadar kan sulandırıcı ilaç kullanmaları gerekir.

Biyolojik kapak takılan hastaların ise operasyondan sonra sınırlı bir süre (genellikle 3 ay) boyunca kan sulandırıcı kullanmaları yeterlidir. Bu hastaların daha sonra genellikle herhangi bir şekilde kan sulandırıcı ilaç kullanmalarına gerek kalmaz. Fakat metal kapakların aksine doku kapaklarda zamanla deformasyonlar meydana gelir. Bu nedenle doku kapaklarının deformasyona bağlı olarak her 10 ya da 15 yılda bir değiştirilmeleri gerekebilir. Bu özellikten dolayı, genellikle ileri yaştaki hastalarda bu tür kapakları tercih ederiz. Özellikle 60 yaşının üzerindeki hastalarda ise doku kapaklar tercih sebebidir.

 

 

 

Lütfen Bekleyin...